9 Ocak 2022 Pazar

BESLENME VE GEN İLİŞKİSİ


Alınan Gıdalardaki Genler, insan bedenindeki genlerle iletişim kuruyor. Tüketilen herhangi bir gıda içerisinde bir bilgi yüklü ve bu bilgi vücudunuzdaki genlerinizi açabilir veya kapayabilir. Bu bir anlamda yönlendirme veya aktif etme gibi bir akışı gösterir. Dr. Dean Ornish, nutrigenomi bilimini ilgilendiren bu mevzuda aslında vücuda gıda alınmasıyla Kanseri kontrol eden 500 den fazla gen’in etkilendiğini bildirmektedir(1).
Şöyle düşünün ki, Aldığınız bir kırmızı pancar ve onda bulunan gen, vücudunuzdaki geninize yapması gerektiği şeyleri bildiriyor. Bütün bu durum, gıdadan alınan makro ve mikro besinler dışında rehber olarak görev reçetesini de bildirmektedir.

Hafif diyabetli insanlar üzerinde Bilimsel deney yapıldı. Bunlar iki gruba ayrıldı. Her iki gruptaki denekler 12 hafta boyunca eşit miktarda Kalori, karbonhidrat, protein, yağ ve lif aldılar. Aralarındaki tek fark; örneğin karbonhidrat alımında birisi çavdar alırken diğeri buğday veya patates aldı. Protein olarak birisi Koyun eti tüketirken diğeri Tavuk eti tüketti. 12 hafta sonrasında bilim araştırmacıları cilt altı yağ biyopsisi yaptı. Gen ifadesine bakıldı ve deneklere glikoz yüklemesi yapılarak, kan şekerleri ve insülinlerinin bu diyet değişikliğinden nasıl bir etkilenme görüldüğüne bakıldı.(2)

Sonuç: Çavdar yiyen grubun yağ hücreleri daha düzgün ve küçük iken, insüline karşı daha hassas olduğu görüldü. Çavdar dan alınan karbonhidratların kalori fazlalığı bir anlamda çok da önemli görülmüyor. Çavdardaki bilgi ile diyabeziteyi iyileştiren genler uyanmıştı. İnsülin direnci ve hücre ölümü gerçekleştiren 71 bir gen çavdar grubunda kapanmış. Diyabeziteye yatkın olan genlerin kapanmasıyla olumlu bir kapı açmışlardı. Diğer buğday patates grubu ise insülini harekete geçiren 62 geni harekete geçirmişti. Böylece stres molekülleri serbest radikalleri devreye soktu. Diğer grup ile aynı miktarda karbonhidrat ve yağ almalarına rağmen, tüketilen gıdalar ile vücuda orantılı besin alınmamış olundu. Buradan da anlıyoruz ki, kalori veya makro mikro besinlerle her zaman aynı yola çıkılmıyor. Önemli olan Besinlerdeki genleri yani barkodu okutmanızdır.

Tüketeceğiniz bir Gıda’nın GDO (genetiği değiştirilmiş organizmalar)’lu olmamasının temelinde bu yatıyor. GDO’lu bir gıdayı vücut gen yapınız okuyamıyor, iletişim kuramıyor. Dolayısıyla Makro ve Mikro besinleri aldığınızı düşünseniz bile aslında %100 işlem görmeyen bir kalori çöplüğü halini almaktan öteye geçemiyor. Bir başka mesele aslında doğal gıdalardaki vitamin ve minerallerin yetersiz kalışıdır. Bu sebeple maalesef belirtmeliyim ki dışarıdan mineral ve vitamin almak zorunda kalıyorsunuz(3).

Kaynaklar
(1) Ornish D, et al. Proc Natl Acad Sci USA. 2008 Jun 17; 105(24):8369-74.
(2) Kallio P, et al. Am J Clin Nutr. 2007 May; 85(5): 1417-27.
(3) Kreisberg J. Explore, 2006 Sep-Oct; 2(5): 450-52.

vücut_bilim instagram hesabından alıntıdır…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder