İnsan vücudunun %75’i, Gezegenimizin %80’i ve Kanımızın %85’i su’dan oluşur.
Su, iyi bir eritken olduğu için, besinlerin gövdeye alınması, sindirilmesi, besin öğelerinin emilmesi, hücrelere taşınması ve metabolizma olunması ve toksinlerin vücuttan atılması vs. gibi bir dizi temel işlemde başrol oynar. Kas geliştirirken hareket eden ve baskılanan kas bölgesine kan gönderilir ve kan’ın %85’i sudur. Varsayalım ki vücutta SU yetersizdir. Bu durumda kaslara gönderilen kanın içerisinde taşınan enerji (ATP gibi) ve diğer bileşenler etkisi kuvvetli olmayacaktır. Bunun anlamı Kaslarınızın gelişme süresi uzayacaktır veya gelişmeyecektir. SU bütün organlar için önemli olması aslında hayatta kalmamızın temel noktası olduğunu da bize anlatıyor. Aşağıda Suyun önemini taşıyan bazı organlardan bahsettik.
BEYİN
İnsan beyni 1,4 kilodur. Beynin %85’si sudur. Bu nedenle dehidrasyona ya da su içeriğinin azalmasına karşı son derece duyarlıdır. Yalnızca tuzlu beyin-omurilik sıvısının içinde işlevini sürdürebilir.
KASLAR
Kasların %75’i Su’dur. Ve kaslara pompalanan Kan’ın ise %85’i su. Egzersizler kas dokusundaki kılcal damarları açar ve atardamarlardaki kan akımını hızlandırarak kan basıncıyla birlikte kan şekerini de normal düzeye düşürür. Su sayesinde.
Sporcuların egzersiz esnasında pozitif nitrojen dengesiyle kas yapısını güçlendirir ve kas dokusunun yakıt olarak kullanılmasını önler. Su sayesinde akktif etki doğurur.
Spor yaparken kaslar vücutta toksik düzeye ulaşabilecek bazı amino asitleri enerji olarak kullanır. Vücuttaki düzeyleri yükseldiğinde, dallanan aminoasit zincirlerinin bir kısmı diğer yaşamsal amino asitlerin yıkılıp tükenmesine yol açar. Bu daha çok hareketsiz insanlarda olur. Yıkılan gerekli amino asitlerin bazıları nörotransmitter üretmek için beyinde kullanılır. Triptofan ile tirozin de bunlardandır. SU eksikliği bu fonksityonel çalışmayı bozar.
DERİ-CİLT
Derinin %80’ı Su. En azından bebeklerde bu oran geçerli. Erkeklerde %60 ve
kadınlarda %502dir. Dehidrasyona giren vücutta suyun korunduğu ilk yer deridir.
Deri vücudun iç kısımlarını saran bir yapıdır ve hücreleri sürekli su ister. Dolaşım
sistemi deriye su götürmezse, derinin onarım hızı düşer ve vücut susuz kalmış
hücrelerle kaplanır. (*)
KEMİKLER
Kemiklerin %24’ü Su’dur. Sert kemiklerin içinde çok sayıda birbirlerine
dolanmış kolajen lif vardır. Elastik kolajen lifleri kalsiyum için bir yapı
iskelesi oluştururlarken, kalsiyum, iskeletin vücut ağırlığını taşıyabilmesi
için kemiklere gerekli sertliği kazandırır. Vücuttaki sodyum yedeğinin
%24’ünden fazlası da magnezyum gibi hücre dışı sıvıda eriyemeyen minerallerle
birlikte kristaller halinde kemikte depolanır. Bu nedenle kemik oluşumu
kalsiyum, sodyum ve belli bir ölçüye kadar diğer mineral yedeklerine bağlıdır.
Suyun eksikliği ciddi kemik problemini de beraberinde getirmektedir.
Kaynaklar:
Dr. Fereydon Batmanghelidj. “Hasta değil, Susuzsunuz”. Klan yay. 2012.
Dr. Recai Yahyaoğlu. “Suyun İyileştirici Gücü” Mozaik Yay. 2009.
Dr. Barbara Hendel. “Water and Salt, The Essence of Life”
İnstagram: vücut_bilimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder