İnsan vücudunun ya yetersiz su alması veya aldığından daha fazla su kaybetmesi ile ortaya çıkar.
Susuzluk ilk darbeyi yağ dokusuna vurur.
Öncelikle iç yağlar erir.
Daha sonra sıra cilt altı yağlara gelir.
Cilt altı yağlar erimeye başlar.
Dehidratasyon engellenemez ise vücutta yağ dokusu balon gibi söner.
Cilt parşömen kağıdı gibi incelir.
Cildin altındaki yağ katmanı yok olduğu için cilt adeta şeffaflaşır.
Şeffaflaşan cildin altındaki damarlar, kaslar, tendonlar pırıl pırıl görünür olur.
Hekimler bir hastada dehidratasyon olup olmadığını muayene ederken, hastanın cildini iki parmakları arasına alıp bükerler.
Eğer cilt parşömen kağıdı gibi buruş, buruş oluyorsa bu su kaybı için bir kanıttır.
İnsanlık tarihi boyunca en bilinen su kaybına neden olan hastalık kolera olmuştur.
Kolera hastaları insan gözü ile görülür şekilde dehidrate olurlar, erirler.
Hızla tüm yağ dokularını kaybederler. Daha sonra diğer organları iflas eder.
Hastalıkları bir kenara bırakalım.
Vücut geliştirme sporu ile meşgul olan profesyoneller yarışmaya çıkmadan bir hafta önce sıvı kısıtlaması yaparlar.
Amaçları cilt altı yağ dokusunu eritmek ve geliştirdikleri kaslarını, lif, lif üzerinde kalın bir perde olmadan sergilemektir.
Bu bilgiyi size neden verdim?
Temel metabolizma der ki: İnsan dahil, memeli hayvanlarda yağ dokusunun oluşması için su molekülüne ihtiyaç vardır. Memeli hayvanlarda su en çok yağ dokusunda bulunur. Yağ dokusu adeta rezerv su deposudur.
Kaslarımızda da su depolanır. Ama çok az miktarda.
İnsanoğlu susuz kaldığında ihtiyacı olan su önce yağ depolarından karşılanır ve vücut yağ yakar.
Çok şaşırdınız değil mi?
Halbuki sizlere bu güne kadar nerede ise tam tersi öğretilmişti.
Meşhur diyetisyenler, kişisel antrenörler, yaşam koçlarınız yağlarınızdan kurtulmanız için türlü şaklabanlıkların yanında “bol bol su için!..” tembihinde bulunuyorlardı. Değil mi?
“Su için yağınızı yakın!..”
Nihayete ermesi imkansız bir öneri.
Eşyanın tabiatına aykırı bir öneri.
Hem akıl, hem mantık hem de biyolojik metabolizma ile dalga geçen bir öneri.
Ama sizleri ikna etmeyi başarıyorlar.
İnanıyorsunuz!..
Biat ediyorsunuz!..
Kalori diyeti ile kas kitlenizi kaybedip üç-beş kilo verince seviniyorsunuz. Misli ile geri alınca da suç sizde oluyor.
Yapmayın.
İşin abece sini bilmeyen insanlardan edebiyat öğrenilmez.
Günümüzde yaşadığımız salgın kaosu gibi.
Yalan, yanlış, cehalet dolu bilgi kirliliği her yere bulaşmış vaziyette.
Artık doğruyu söyleyene “ezber bozan” denilen bir dünyadayız.
Dr.Bilgehan Bilge 23.01.2021
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder