10 Ekim 2021 Pazar

MELATONİN TAKVİYESİNİN ETKLERİ VE KULLANIMI


Melatonin, gündüz-gece ritmini kontrol eden hormonlardan biridir ve vücutta nörotransmitter serotoninden oluşur. Ülkemizde de uyku bozukluklarına karşı farmakolojik olarak önerilen bir ilaç durumundadır. Bilim adamlarının, melatoninin uzun süreli kullanımı tartışmalıdır, çünkü uzun süreli hormon alımının vücut üzerinde ne gibi bir etkisi olduğu henüz net değildir.

Melatonin maddesinin faydalarını söyle anlatırlar: yaşlanma sürecini geciktirme, karsinom profilaksisi ve tedavisi, cinsel canlılığı iyileştirme, uykusuzluğu tedavi etme ve seyahatle ilgili jet lag'ın sonuçlarının hızla üstesinden gelme. Klinik-farmakolojik bir bakış açısından, bu tür iddiaların bilimsel olarak hangi temele dayandığı sorusu sürekli araştırma listesindedir.
Şimdi sizlere Bilimsel çalışmalar eşliğinde etkilerini paylaşalım.

Hayvanlar üzerinde yapılmış Bilimsel Çalışmalar:
- Epifiz bezinin melatonin salgısını düzenlediği mekanizma iyi belgelenmiştir (1)(2). 
Özetle: ışık salgıyı engeller, yani melatonin sadece gece üretilir. Bu nedenle uyku/uyanıklık döngüsünün melatonin tarafından düzenlenmesinden söz edilmektedir.
- Melatoninin merkezi sinir sistemi ve bağışıklık sistemi üzerindeki etkileri, örneğin gonadotropin salgılanması ve vücut ısısı üzerindeki etkiler gibi tanımlanmıştır(3)(4).
- Melatoninin tümör hastalıkları üzerindeki etkisi çok konuşuldu. Sıçanlarda melatoninin dimetilbenzantrasen kaynaklı meme tümörleri üzerinde tümör önleyici etkisi gözlenmiştir (5). Ancak melatoninin tümör uyarıcı etkileri de bildirilmiştir (6).
- Östrojene bağımlı meme kanserinin nadir bir hücre dizisinin proliferasyonu inhibe edici etkileri çok dikkat çekmiştir (7).
- Melatonin araştırmasını hızlandıran diğer araştırma sonuçları, melatonin verildikten sonra farelerde yaşam süresinin artması (yaklaşık yüzde 20) olmuştur (8). Melatoninin yaşamı uzatan bir hormon olduğu yorumu bu girişimlere kadar götürülebilir. Farelerde başka bir takım maddelerin de ömrü uzatabildiği (9) görülmüş.
- Melatoninin antioksidan etkileri olduğu da bildirildi (10). Antioksidanlar yaşlanma sürecinde önemli bir rol oynar.

İnsanlar üzerinde Bilimsel etkiler:
- İnsanlarda melatonin salgısının gece ışığa bağımlı bir şekilde gerçekleştiğine dair bilinen tek gerçek (11) melatoninin uyku/uyanıklık döngüsünün düzenlenmesinde rol oynadığını düşündürmektedir.
- Farmakolojik uygulama olanakları arayışında, diğer nöropsikolojik hastalıklarda olduğu gibi epilepsi ve parkinsonizmde de moral bozucu çalışmalar sonucunda melatonin için yeni endikasyonlar hedeflenmiştir (12).
- Bir İtalyan çalışma grubu, Melatonini 10mg dozuyla 31 akciğer kanserli hasta üzerinde denediler(13). Bunu başka bir çalışmayla destekleyici 32 hasta ile kıyas yaparak melatonin maddesinin olumlu yanıt verdiği kanaatine varmışlar(14).
Son olarak şunu söylemek gerekir ki, Melatonin takviyesi, Yapılan bilimsel meta analiz çalışmasında da uykusuzluk, uyku süresi veya uyku kalitesine net bir ifadeyle fayda sağlamaktadır(15). Fakat uzun süreli uyku sendromlarını düzeltmeye yönelik net ifadeler yoktur.

Benim tavsiyem melatonin takviyesini her gün kullanmamanızdır. Çok zor zamanlarda veya bir sebepten dolayı uykunuzun kaçtığı özel günlerde 5mg standart doz ile kullanmanız mümkündür. Eğer müsabık sporcu olup diyet dönemi geçiriyorsanız, müsabakaya son bir gün kala ilacı kesmeniz gerekebilir. Amerika, Kanada, Rusya ve Alman Olimpik Milli takımlarında melatonin takviyesi mutlaka kullanılırdı. Melatonin yan etkisi yok denecek kadar az olduğunu iddia edenler ciddi yanılgı içindeler. Melatonin, yüksek doz veya uzun süreli kullanımlarda, citte kızarıklık, karın krampları, ishal, migren benzeri baş ağrıları ve görme bozuklukları yer almaktadır(16).

Kaynaklar:
(1) Klein DC, Auerbach DA, Namboodiri MAA, Wheler GHT: In: Reiter RJ: The pineal gland, Vol I, anatomy and biochemistry. Boca Raton: CRC Press, 1981: 199-228.
(2) Shaw KM: The pineal gland: Adv Drug Res 1977; 11: 75-96.
(3) Reiter RJ, Blask DE, Johnson LY, Rudeen PK, Vaughan MK, Waring PJ: Neuroendocrinology 1976; 22: 107-116.
(4) Tamarkin L, Westrom WK, Hamill AS, Goldman BD: Endocrinology 1976; 99: 1534-1541.
(5) Shah PN, Mhatre MC, Kothari LS: Cancer Res 1984; 44: 3403-3407.
(6) Buzzel GR, Amerongen HM, Toma JG: The pineal gland and cancer. London: Brain Research Promotion, 1988: 295-306.
(7) Hill SM, Blask DE: Cancer Res 1988; 48: 6121-6126.
(8) Pierpaoli W, Dall'Ara A, Pedrinis E, Regelson W: Ann NY Acad Sci 1991; 62: 291-313.
(9) Zs-Nagy I, Harman D, Kitanbi K: Ann NY Acad Sci, New York, 1994; Volume 717.
(10) Reiter RJ: Neurochem Int 1995; 27: 453-460.
(11) Brzezinski A: New Engl J Med 1997; 336: 186-195.
(12) Lerner AB, Nordlund JJ: J Neural Transm 1978; Suppl 13: 339-347.
(13) Lissoni P, Barni S, Ardizzoia A et al.: Oncology 1992; 49: 336-339.
(14) Lissoni P, Barni S, Ardizzoia A, Tancini G, Conti A, Maestroni GJM: Cancer 1994; 73: 699-701.
(15) Eduardo Ferracioli-Oda et all.; Meta-analysis. 2013 May 17;8(5):e63773. Saou Paulo Brazil.
(16) Papvasilion PS, Cotzias GC, Düby SE, Steck AJ, Bell M, Lawrences WH: JAMA 1972; 221: 88.

vücut_bilim instagram hesabından alıntıdır…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder